28 Nisan 2016 Perşembe

YABANCI- ŞAHMERAN (YABANCI #1) / KITAP YORUMU



Kitap Adı: Yabancı- Şahmeran
Yazar: Öznur Yıldırım
Sayfa Sayısı: 600
Yayınevi: Pegasus
Çıkış Tarihi: Nisan 2016
Puanım: 4/5


ARKA KAPAK



Sen cennetin varlığından gurur duy,
 ben cehennemi istiyorum.

Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor, koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı, konuşmadım. Sessizlik... Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun, titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı...


Rengi, kan rengiydi.
Rengi, kaybın rengiydi.
Rengi, bir cinayetin rengiydi.

AYRAÇ






      Merhaba,

Bugün sizlerle uzun zamandır yapmayı planladığım kitap yorumunu paylaşacağım. Yabancı...

Öncelikle kitabın tasarımından bahsetmek istiyorum. Kapağı gerçekten hoşuma gitti ve aynı şekilde sayfalardaki yazı puntoları da. Puntoları küçük bulan çoğu kişiyle karşılaştım ama bana keyif verdi. Gerçekten roman okuyormuş gibi hissettim. Sadece arka kapak tasarımını biraz yetersiz buldum. Ben olsam nasıl yapardım diye kendime sorduğumda herhangi bir cevap da alamadım. Sadece kararsızım, bir şeyler farklı olabilir miydi? 






Daha sonra 'Sevgili on bir, bu kitap senin için.' cümlesi ben de dahil olmak üzere bir sürü insanı düşündürdü. Hangi on bir? On birinci yaş mı, on birinci sevgili yada 2011 'mi? Ben hala cevabı bilmiyorum. Daha sonra Ağaç Kadın İllüstrasyonu beni büyüledi. Esra Kalay'ın ellerine sağlık. Sanırım Doğa bir ağaç resmi çiziyordu ve o çizimde bu. Ben gerçekten beğendim. 







Kitap wattpad de başladığından farklı başladı ama açıkçası gözlerim, 'Adım Doğa. Duvar kenarının en arka sırasında oturup insanların rahatsız olmasını sağlayacak kadar anlamsız bir dikkatle çevresini inceleyen kız.' ı aradı. Ben öylesini daha çok seviyordum. Birde girişteki rüya kısmı bir çok kişiyi tatmin etmemiş ama ben pek takılmadım. Tüm bunların dışında son sayfada yer alan Öznur' un el yazısıyla yazılmış olan teşekkür kısmı çok iyi düşünülmüş. Daha önce hiç karşılaşmamıştım. 






Ben Yabancı' yla iki yıl önce tanıştım ve arkadaşım beni sürekli okumam için zorluyordu. İyi ki de zorlamış. Zaten daha sonra Yabancı'nın büyük bir hayranı oldum. Wattpad deyken iki kez okumuştum ve açıkçası benim merakla belediğim bölümler ikinci kısma kalmış. Silah ve Kriz bölümleri favori bölümlerim ve wattpad de okurken gerçekten çok göz yaşı döktüğüm ve hayran olduğum yerler. 


Ama her güzel şeyde olduğu gibi burada da gözüme batan hatalar vardı. bunların başını yazım yanlışları çekiyor. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık üç tane yazım yanlışı gördüm. Aslında kitap okurken yanlışlar pek gözüme batmaz ama artık ne kadar dikkatli okuduysam gözlerim kanadı. Bunun yanında 'Sen cennetin varlığından gurur duy ben cehennemi istiyorum' sözü wattpad deyken var mıydı meselesi. Evet, vardı. Ben hatırlıyorum hatta çok beğenip günlüğüme falanda karalamıştım ama kitapta olmamış bence. Yeri orası değildi. 

Daha sonra beni rahatsız eden şeylerden biride Ediz'in çocukça davranışları oldu. Bazı kısımlarda gerçekten beni çileden çıkardı. Wattpad de okuduğumda da bu kısımlar vardı ama bu kadar gözüme batmamıştı. Wattpad deyken wattpad kitaplarıyla kıyasladığım için en iyiydi ama kitap olunca en iyisi olmadığını fark ettim. Kitap olunca daha farklı gelmeye başladı. Klişeler gözüme batmaya başladı. Ediz'in daha olgun daha kararlı olmasını beklerdim.

Ama hala yabancıyı çok seviyorum ve ikinci kitabını iple çekiyorum. Umarım en kısa zamanda bizlerle buluşur.


























Lütfen, diye düşündüm. Lütfen beni öldürdükten sonra sanki hiç var olmamışım gibi hayatına devam etme.

+ Üzerime çöküyor kaybın gölgesi, bir katilin kollarında kalbim yok oluyor; acımasızlığın doğurduğu göz yaşları gözlerimdeki yerini alıyor ve şeytan ruhumda çetele tutuyor.

+ Çığlıklar, sakat kalan ruhların ninnileriydi.

   Ölüm, sayıklamaları...
   Bazı ruhlar vardır ki karanlıkta var olan, aydınlığı unutan; acıyı kucaklayan ve kurtulma 
arzusundan sıyrılan.

   Şahmeran.
   İçinde sakat bir ruh taşıyan o bedenin adı buydu. (598)


+ Doğa.
   İçinde sakat bir ruhun yaşadığı bedenin adı buydu. (25)

+ Kaderlerini henüz doğmadan önce annelerinin ruhlarındaki o kabuk bağlayan yaralardan okuyan kız çocukları, annelerinin ruhuna kordonla bağlanmış ruhlarıyla hayatı annelerinden öğrenirdi. Bir kadının acımasızlığı, bir kız çocuğunun gözlerine gömülür ve yıllar geçtikçe orada büyüyerek bu acımasızlığın dalları o gözleri kaplardı.  Bir kadının şefkati, bir kız çocuğunun yüreğinde ısınır; bir kadının acısı, bir kız çocuğunun hayatına yayılır, bir kadının ruhu, bir kız çocuğuna miras kalırdı. 
   Bu bir kısır döngüydü.
   Bu yüzden kadınların ruhu ölümsüzdü.



 Bunun gibi konsept fotoğrafları için Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın :)


Yazdıklarımı okuyan ve okuyacak olan herkese çok teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder